Derviş sandıklarımız bir bir bezirgân çıktı.
Üzeyir tut
elimden sizin ele gidelim.
Cebimizdeki para geçmiyor bu diyarda,
Bu lisan bizim değil, bizim değil bu öfke,
Üzeyir tut
elimden sizin ele gidelim.
Hangi
kalbe dokunsam parmaklarım kanıyor,
Hayal
kırıklıkları kesiyor elmas gibi…
Her akşam akla ziyan havadisler duymaktan
Şaşkın bir
heykel gibi donakalmış gözleri…
Üzeyir tut elimden sizin ele gidelim.
Büyüklerimiz
bize masal anlatmadılar,
Biz her gece Ömer’i dinleyerek büyüdük.
O kitabın ırmağa düştüğü
günden beri
Okunacak hiçbir şey yazmıyor gazeteler,
Üzeyir tut elimden sizin ele gidelim.
Her şey
bir mevsim kadar kısa sürüyor şimdi,
Gitgide çoğalıyor Godo’yu bekleyenler;
Saatin tiktakları
işlemiyor mermere
Gösteriye dönüşmüş ayinlerden bize ne?
Üzeyir tut elimden sizin ele gidelim.
Sürüden ayrılmayı göze alan faniler,
Ya lanetli oluyor yahut medeni ölü…
Opera meydanında yanan kitaplar gibi
Karanlığa tutulan bir ışık olmak için
Üzeyir gel seninle bizim ele gidelim.
