AİHS 6/1,
1- Mahkemeye başvurma hakkı,
2- Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılama hakkı
3- Makul sürede yargılanma,
4- Hakkaniyete uygun yargılama
5- Açık yargılama, aleni karar
Mağdur ve şikâyetçi ilke olarak sanığa tanınmış haklardan yararlanamaz. Tazminat amaçlı olmayan, caydırma amaçlı para cezaları da bu kapsamdadır. Parti kapatma davaları kapsam dışıdır. Prensip olarak suç isnadı (m7, ek 7. Protokol m4) bu kapsamdadır. AY2, 36/1 adil yargılanma hakkını düzenler. Bu düzenleme zımnen AİHS 6 daki bütün ilkeleri kabul etmiştir. Masumiyet karinesi AY38/4 de, aleni yargılama AY 141/1-2 de, mahkemelerin bağımsızlığı AY 138 de düzenlenmiştir.
AİHS 47 ülke de mer’i olduğu için mahkeme kavramını esnek yorumlar. Yargı yerinin adına değil yapısına ve işlevine bakar. Usulüne bakar, bağlayıcı karar ve zor kullanma yetkisini inceler.
Yasa ile kurulmuş mahkeme doğal hâkim ilkesi ile ifade edilir. Demokratik bir toplumda yargı yürütmenin takdirine bağımlı olmamalıdır.
Mahkeme kanunla kurulmalıdır. Venedik Komisyonu bunu emreder. Mahkeme yasa ile ve yasaya uygun şekilde kurulmalıdır. Dosyalar mahkemeler arasında belli ilkelere göre tevzi olunmalıdır. Keyfi tevzi yapılmamalıdır. Belli nitelikteki dosyalar bir mahkemede toplanmamalıdır. Sayı ve dosyaların niteliği itibariyle aynı yerdeki eşit dereceli mahkemeler arasında adil bir şekilde tevzi yapılmalıdır. Duruşma yapılması adil yargılamanın bir gereğidir. Ancak istisnai durumlarda yargılama yapılmamasını AYM ihlal nedeni saymamıştır.
Bu dünyada bir millete verilebilecek en büyük cehennem azabı ve en zalim ceza bağımsızlıktan mahrum bir yargı cihazdır (Yargıç John Marhall). Canlılara ölülere davranıldığı gibi davranacağız. Soğuk ve mutlak bir şekilde tarafsız olacağız (Ernest Renan).
Est modus
ın rebus (Herşeyin bir yolu yordamı vardır-Roma Hukuku). Usul esastan mukaddemdir. (Mecelle)
Conditio sine qua non (olmazsa olmaz şart)
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, yargının özgür ve nesnel olması demektir. Bağımsızlık, tarafsızlığın önşartıdır. Yargıç, işini iyi yapmakla konumunu korumak arasında tercih yapmak mecburiyetinde kalmamalıdır. Eğer yargıç, “şöyle karar verirsem işimden olurum” diye bir kaygı taşıyorsa orada yargının bağımsızlığından ve tarafsızlığından söz edilemez.
Yargı bağımsızlığı, hukuk devletinin önşartıdır. Hukuk devleti de demokratik toplumun ana unsurlarından biridir. Hukuk devleti, adil yargılanma hakkının garanti eder. Yargı, görevin ifasına uygun fiziki mekanlara, teknik donanıma ve bu iş için gerekli mali güce sahip değilse bağımsızlığından söz edilemez.
Devlet Güvenlik Mahkemesinde görev yapan asker üyenin, TSK''ya bağlı olması, TSK'nın da yürütmenin emrinde olması nedeniyle bu mahkemenin bağımsız ve tarafsızlığından şüphe edilmesi nesnel bir durumdur.
Bağımsızlığın 6 temel şartı vardır:
1. Mahkeme üyelerinin niteliği. DGM’de asker kişilerin üye olarak bulunması yargı bağımsızlığına aykırı bulunmuştur. Davacının astı olan memurun, yargı organında üye olarak görev yapması yargı bağımsızlığına aykırı bulunmuştur.
2. Atanma ve görevden alınma şekli. Ulusal Yargı Kurumu Başkanının, yargıçları istediği gibi değiştirmesi bağımsızlığa ve tarafsızlığa aykırı bulunmuştur.
3. Görev süresi. Bir hâkim, bir göreve kaç yıllığına atanmış ise o süresinin sonuna kadar o görevde kalmalıdır. 4 yıllık görev süresi AİHM tarafından kısa bulunmuştur.
4. Mahkemeye emir veren bir organ olup olmaması. Askeri Mahkemeler sözleşmeye aykırı bulunmuştur.
5. Dışarıdan gelebilecek müdahalelere karşı sahip olduğu güvenceler
6. Bağımsız bir görüntü verip vermediği
Tarafsızlık nesnel ve öznel tarafsızlık olmak üzere ikiye ayrılır. Nesnel tarafsızlık kurum olarak mahkemenin kişide bıraktığı izlenimi esas alır. Mahkemenin hak arayanlara güven veren tarafsız bir görünüme sahip bulunmasını ifade eder.
Öznel tarafsızlık hâkimin belirli bir davadaki başvurucuya yönelik ön yargılı, taraflı davranmasını ifade eder. Düşmanlık veya kötü niyet göstermesi ya da kişisel husumet beslemesi bu kapsamda kalır. Bir başka anlatımla nesnel tarafsızlık, mahkemenin dış dünyaya tarafsız ve güvenilir olduğu izlenimini verebilmesi, toplumda bu inancı sağlayabilmesidir. Öznel tarafsızlık ise hakimin, kendi düşünce, inanç ve önyargılarından kendisini koruyabilmesidir.
AİHM Lavent & Letonya kararında yargıcın basına yaptığı açıklamada savunmayı eleştirip sanığın suçlamayı reddetmesini şaşırdığını söylemesi öznel tarafsızlığa aykırı görülmüştür.
Adaletin yerine getirilmesi yetmez, yerine getirildiğinin de gösterilmesi gerekir.
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorunu ya siyasi davalarda ya da siyasi nüfuz kullanılan davalarda ortaya çıkar. Adil yargılama hukuk devletinin temel ilkelerinden biridir. Yöntemi korur, usul güvencesi sağlar. İstisnaen karar muhtevasını da denetler. AİHS 6 da sayılan hususlar tahdidi değil, ta’dadidir. Devletle özel bir sadakat ve güven ilişkisi olan polis ve asker gibi devletin egemen gücünü kullanan kişilerin göreve alınması, yükselmesi ve ihracı hususlarının adil yargılanma hakkı kapsamı dışında sayılabileceğine karar vermiştir (AİHM Pellegrin-Fransa Kararı).
Yargılama hakkaniyete uygun olmalıdır. Yargılama sırasında alınan tedbirler savunma hakkının yeterince ve tam kullanılması ile uyumlu olmalıdır. Savunma hakkı teorik ve göz boyayıcı değil, pratik ve etkili şekilde korunmalıdır. Kesin zorunluluk olmadıkça savunma hakkına müdahale yapılmamalıdır. Zorunlu ise en az sınırlayıcı müdahale yapılmalıdır. Hakkaniyete uygun yargılamadan söz edilebilmesi için ikinci fıkrasında yer alan masumiyet karinesinin ve üçüncü fıkrasında yer alan suç isnat edilen kişinin asgari haklarının korunması gerekir. Silahların eşitliği, çelişmeli yargı, yargılamaya etkili katılım, duruşmada hazır bulunma hakkı, susma hakkı, kendini suçlayıcı delil sunmama hakkı, gerekçeli karar hakkı, çeşitli delil temel kuralları bu kapsamdadır.
AİHS 6/2
Masumiyet Karinesi: Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar,
kimse suçlu sayılamaz (Anayasa 38/4). Kendisine bir suç yüklenen herkes,
suçluluğu kanuna göre kanıtlanıncaya kadar suçsuzdur (AİHS 6/2).
Beraat, CMK 223/1-b) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin
sabit olması, e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit
olmaması şeklinde olabilir. B bendi şüphelinin lehinedir.
AİHM Telfner-Avusturya Kararı, Bir trafik kazası sonrasında aracı kullanan şüpheli susar, konuşmaz. Mahkeme, aracı kullandığı ve olay gecesi yatağı bozulmadığı şeklindeki gerekçeyle verilen mahkumiyet kararını, AİHM masumiyet kararının ihlali sayar.
Telfner – Avusturya kararında Mahkeme, ispat yükünü gece bir kazaya karışan aracın sahibi olan davalıya geçiren ulusal mahkemenin yöntemini, masumiyet karinesine aykırı bulmuştur. Olayda gece bir kaza olmuştur; yargılamanın konusu bu kazaya yol açan aracın şoförünün saptanması ve cezalandırılmasıdır. Araç sahibi olan başvurucu ifade vermeyi reddetmiştir. Başvurucu sadece polis raporunda aracın asıl sürücüsünün kendisi olduğunu belirtmiştir. Ayrıca kaza gecesi evinde olmadığı da saptanmıştır. Yerel mahkemeler başvurucunun aracın sürekli kullanıcısı olmasına ve kaza gecesi evde olmadığına ilişkin yerel karakolda tutulan rapora dayanarak, ispat külfetini sanığa geçirmişler ve masum olduğunu kanıtlayamayan sanığın suçluluğuna karar vermişlerdir. Mahkeme ise, kazanın mağduru olan kişinin sürücüyü teşhis edemediğini, hatta kadın mı erkek mi olduğunu dahi söyleyemediğini, ayrıca başvurucunun kız kardeşinin de zaman zaman söz konusu arabayı kullandığının saptandığını dikkate almıştır. Kararında Mahkeme, ispat yükünün iddia makamında olduğunu ve şüphenin sanık lehine yorumlanması gerektiğini belirtmiştir. Oysa bu davada ulusal mahkeme, yargılama sırasında ispat yükü iddia makamından savunmaya geçirmiştir. Mahkeme’ye göre bu durum masumiyet karinesine aykırıdır. Sözleşme’nin 6(2). fıkrası, sadece suçlamanın esastan incelenmesinde değil, ceza yargılamasının bütünü açısından geçerlidir; bu madde çerçevesinde masumiyet karinesi yalnızca “isnat edilen” belirli bir suç ile ilgili olarak geçerlidir.
AİHS 6/3
1- Sanığın isnat hakkında bilgi edinme ve savunma hakkı,
2- Yeterli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı
3- Müdafi hakkı
4- Tanığa soru sorma ve tanık dinletme
5- Ücretsiz tercümandan yararlanma hakkı
6- Kendini suçlanmaya zorlanmama hakkı
Silahların eşitliği ve gerekçeli karar ilkesi maddede yazmaz ama maddenin
ruhunda mündemiçtir. Karar ileri sürülen temel iddiaya cevap vermelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder